Milas halıları: tarihe atılan ilmekler
Türkiye’nin zengin halı ve kilim dokumacılığı kültüründe Milas halısı, mütevazılığı ve farklılığıyla kendine has bir duruşa sahip. 

Yazı Chris Drum Berkaya

Milas’ın dokumacılık öyküsünün peşine düştüğümüzde yolumuz, ilçenin halıları ile nadir bulunan kilimlerini dokumuş ya da hâlâ dokuyan az sayıdaki kadın ile halı tüccarlarıyla buluşturuyor bizi. Tabii, bir de tescilli ‘Milas’ markasını gururla taşıyan ve geniş çeşitteki dokumacılık örneklerine yer veren yepyeni Milas Halısı Müzesi’yle.

Müzede bir gün

Uzunyuva Arkeopark arazisindeki 20. yüzyıl başlarından kalma tarihi bir Milas evinde kurulmuş, küçük ve yepyeni bir müze olan Milas Halısı Müzesi, Türk ve Milas halıları hakkında bilgi edinmeye başlamak için en iyi yer. Milas Halısı, desenleri ve renklerindeki çeşitlilikle dünya çapında üne sahip. Müze de ziyaretçilerine, Türk halısını dünyadaki diğer örneklerden ayıran ve sanat literatürüne ‘Türk düğümü’ olarak geçen ilmek tekniğiyle dokunmuş Milas halı ve kilimlerinden örnekler sunuyor. ‘Gordes düğümü’ olarak da bilinen bu teknik, yün çözgülere çift düğüm atılarak yapılıyor ve bu hâliyle tek düğümlü İran halılarından ayrılıyor. Kökeni Orta Asya ve Sibirya’ya dayanan bu düğüm tekniği, göçebe Türkmen obaları tarafından Anadolu’ya getirilmiş. Bu yörüklerden bazıları, zanaat ve becerilerini Milas çevresi ile Gökova körfezi civarında yerleştikleri köylerde de sürdürmüş. Bugün Bozalan, Karacahisar, Bayır, Mazı, Çömlekçi, Sazköy, Etrim, Pınarlıbelen, Kayaönü, Alatepe ile Gökbel gibi köyler ve kendilerine özgü yer dokumaları, halı dünyasında birer marka hâlini almış durumda. Yerel bitki ve köklerden elde edilen doğal boyaların göz okşayan renkleri, Milas halılarının en belirgin özelliklerinden. Müzenin çocuk bölümünde ise, isimsiz kadın dokumacıların elinden çıkma sembolik motiflerin en güzel örneklerini görmek mümkün. Bu motiflerin kimileri halıcılıkta yaygın olarak kullanılırken; yılan, ada, kuzgun ayağı, kurt izi, eli belinde, testere dişi ve yaşam ağacı gibi ilginç isimleri olan kimileri de yöreye özgü gizemler barındırıyor. Milas halısının en tipik özelliği, desenlerle dolu geniş bordürleri ile ortadaki dar uzun ‘göbek’ kısmı. Her köyün kendine has tarzını yansıtan orijinal antika örnekleri ile İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmış tanıtım videosuyla Milas Halısı Müzesi, kültür meraklılarının kaçırmaması gereken yerlerden biri. 

Milas Carpet Museum

Milas’ın son halı taciri

Hasan Ölmez, halılarıyla dünyaca meşhur bir beldenin son halı taciri olmasındaki ironinin farkında. Babasından kalan ve şimdilerde 21. yüzyıla özgü parıltılı vitrinlerin arasına sıkışmış ufak dükkânı, eskiden ilçe merkezinde sayısız örneği bulunan geleneksel halıcıların sonuncusu. Hasan Bey, gençliğini Türkiye’yi güreş müsabakalarında temsil ederek geçirdikten sonra Milas’a yerleşmiş. O dönemden kalma zafer fotoğrafları da, dükkânda kancalara asılmış ya da kat kat dürülerek istiflenmiş halıların arasındaki boşlukları süslüyor. Onca halı yığınının arasından içeri girmek biraz zor olsa da bir defa kapıdan girince, modern ile geleneksel halılar arasındaki nitelik ve renk farklarına dikkat çekerek, halı satın almanın püf noktalarını paylaşan Hasan Beyin uzmanlığına kendinizi kaptırmanız işten değil. Dükkânda farklı yörelere ait, rengârenk ve desen desen halı bulmanız mümkün olduğundan, güzelim Milas halısı seçkisini aman gözden kaçırmayın deriz. 

Read also:  Atölye 4D: doğadan ilham alan motifler
Hasan Ölmez

Sazköy’de köklerine tutunanlar

Osman Koca’nın kendi web sitesinde, özellikle Milas halıları ve gelenekleri hakkında son derece detaylı bilgilere erişmek mümkün; ünlü ressam Osman Hamdi Bey’e ait 1890 tarihli ve Milas halısının net şekilde görülebildiği “İki Genç Kızın Türbe Ziyareti” adlı tablosu da dâhil. Buradaki örnekte seccade olarak kullanılan ve orta panelinde Kâbe’yi hizalamaya yardım eden mihrap deseniyle 16. yüzyıla özgü bir Milas namaz halısı görülür. Osman Beyin kişisel donanımı, Mumcular dışında bulunan Karaova vadisindeki Sazköy’deki evinin yanındaki iki galeride sergilediği kapsamlı Anadolu halı ve kilim koleksiyonu kadar zengin. Peki, neden Sazköy? Ailesi yıllardır burada çiftçilikle uğraşan Osman Bey, ev ve çiftlik işleri arasında halı dokuyan kadınlar içinde büyümüş. Büyük olasılıkla Türkmen kökenli ve hayvanlarıyla birlikte Anadolu boyunca batıya doğru göç ederek, sonunda muhteşem bir doğaya sahip, sulak Karaova’ya yerleşen ilk yörüklerden olan ailesinin kültürünü yaşatmak amacıyla bu işe giriştiğini belirtiyor. Osman Beye göre Sazköy’ün adı, bölgeye yerleşen yörüklerin akarsu kenarındaki sazlardan kendilerine yaptığı ve içini de yanlarında getirdikleri halı ve kilimlerle döşedikleri evlerden geliyor. Eşi Emine Hanım bir dokumacı değil, ama onun da kendi elleriyle hazırlayıp ziyaretçilere ikram ettiği lezzetler, yörenin mutfak kültürü hakkında ipuçları barındırıyor.

Mumcular’ın kaybolmaya yüz tutan geleneği

Son dönemde hızlı bir şekilde, tozlu bir tarım köyünden Bodrum’un talep gören banliyölerinden birine dönüşen Mumcular’ın ana caddesinde sekiz halıcı bulunuyor. Bu dükkânlardan biri, heybetli cüssesiyle içeriyi dolduran Niyazi Beye ait. Geleneksel deve güreşi veya yağlı güreş müsabakalarında omzuna doladığı parlak turuncu yemenisini diğer zamanlarda dükkânının duvarında sergileyen, Ege kültürüyle yoğrulmuş erkeklerden biri Niyazi Bey. Bodrum’un turizm merkezine evrildiği ilk yıllarda, liman girişindeki ünlü Çengel halı mağazasını iki erkek kardeşiyle birlikte işlettikten sonra kendi köyleri olan Mumcular’a dönmüşler. Değerli antika halı ve kilimlerdeki kök boyası ya da düğüm detaylarını şıp diye fark eden kartal gibi gözlere sahip olmasıyla bilinen Niyazi Beyin dükkânında, 100 yıllık bir kırmızı Fethiye halısından eşsiz renk ve motiflere sahip, 50 yaşındaki Milas kilimlerine dek yok yok. Yörede tam zamanlı halı dokuyan kadın kalmadığından, köy evlerinde dokunmuş, geleneksel halı ve kilimler bulmanın git gide zorlaştığından dem vuruyor, üzülerek. “Herkes maaşlı ve sigortalı işlerin peşinde; bu da halı dokumacılığı için zaman ayrılamamasına neden oluyor,” diye belirtiyor.  

Read also:  Modern hayatta eski gelenekler: Bodrum’da sağlık
 Etrim

Plaj ve otellerden kaçıp köye sığınanlar

Bodrum’un plaj ve otellere teslim olmuş tatil anlayışına alternatif arayanların çoğunun  rotayı Etrim’e kırmasında Başol ailesinin payı büyük. Halıcılığı annesinden öğrenen Ümmühan Hanım, altı yaşından beri halı dokuyor. Eşi Mehmet Beyle birlikte açtıkları kahvaltıcı vesilesiyle turizm sektörüne tatlı bir geçiş yapmış; gelen ziyaretçilere yöre evlerini, köy kahvesini ve camiyi gezdirirken de insanların, özellikle halı ve kilimlere ilgi gösterdiklerini fark etmişler. Kökenleri, vadiye 300 yıl önce yerleşen yörüklere dayanan Başol çifti, doğma büyüme Etrimli. Başta, satmak için civar köylerden halı ve kilimler toplamışlar; ancak Mehmet Beyin deneyimi arttıkça, Anadolu’nun pek çok köşesinden farklı türlerde örnekler bulup getirmeye başlamışlar. Şu anda, ziyaretçilerin Ümmühan Hanımın nefis yemeklerini tadarak bir yandan da halı ve kilimleri incelemesine olanak veren, ferah mekânlarında hizmet veriyorlar. Kızları Belgin, bahçeyi popüler bir açık hava restoranına dönüştürmüş; oğulları Engin ise halı ticaretini yürütüyor.  

Engin’in, Karaova vadisinin tarımını ve kültürel geçmişini canlandırmaya yönelik planları var. “Etrim’de, yörük yaşamını ve tarım geleneklerini sergileyecek bir müzenin hayalini kuruyorum,” diye anlatıyor. “Elimizi çabuk tutmazsak eskilerin tüm bilgi ve hatırasını yitireceğiz.” Bodrum’daki maaşlı işlerde çalışmayı tercih eden yeni nesil, halıcılık gibi geleneksel zanaatler ve yoğun emek isteyen çiftçilikten uzaklaşmış durumda. “Milas’ın antika halılarına bayılıyorum ve nadir de olsa  bulunca hemen koleksiyonuma katıyorum. Yeni evlerinde iyi bakılacaklarından emin olursam elden çıkardığım da oluyor; ama istemeye istemeye!” Engin, sayısız Türk halısı, kilimi, geleneksel kilim heybesi ve nakış işinden oluşan, devasa bir koleksiyona sahip. Bunların kabaca yüzde 40’ı, ziyaretçilerin renk çeşitliliği ve kökeni dolayısıyla tercih ettiği Milas tarzı örneklerden meydana geliyor. “Ziyaretçilerin, halılarımızın kökeni olan köy yaşamı deneyimini bizzat görmesini istiyorum. Önce köyün etrafında yürürüz, daha sonra koyun yününün taranışını, eğirilmesini, doğal kök boyalarıyla boyanışını, dokuma işinin kendisini ve Türk usulü çift düğümle desen ve motiflerin nasıl yapıldığını gösteririm.” Gerçi yün ve dokuma işlemlerinin, günümüzde koyunculuğun aktif olarak sürdüğü Isparta ile güneydoğu illerine kaydığını ve artık Bodrum vadilerinde pek sürdürülmediğini üzülerek o da doğruluyor. “Yine de sahip olduğumuz bilgi ve yöntemleri korumalıyız,” diye ekliyor. 

Read also:  Doğaya dönüş: Bodrum’da çiftlik hayatı
 Etrim

Denize nazır bir halıcı

Bodrum marina civarında gezinenlerin yolu Neyzen Tevfik Caddesi’nin tek halıcısı olan Sayın Burku’ya illa ki düşer. Vitrininden caddeye çekici bir edayla taşan o güzelim halı ve kilimler, dükkânın içini tıklım tıkış dolduran hazine hakkında ipucu verir. “Ah, arkada sergileyemediğim daha çok örnek var,” diyor Sayın Bey; çok derken… gerçekten çok! Otuz yıllık meslek yaşamı boyunca, İstanbul Halı Müzesi’nden Anadolu’nun köylerine pek çok yerdeki halıları inceleyen Burku’nun şu anda, 300 dokumacının geleneksel desenli halı ve kilimler dokuduğu 39 atölyesi var. Siparişle hazırladığı halıların, müşterinin tam olarak istediği şekilde dokunmasını sağlayan tasarım örnekleriyle dolup taşan klasörü açarken, kendi ürünleri olan halının bir Kuveyt sarayının devasa antresine serilmiş hâlinin fotoğrafını bize gururla gösteriyor. Bu küçücük alanda bile, tepeleme şekilde istiflenmiş halıların arasından herkesin zevkine uygun bir ya da yirmi antika halıyı bulup çıkarabiliyor. “İşimi seviyorum. Halıları çok iyi tanıyorum,” diyor. “İyi bir halı iyi bir halıdır. İlla Milas halısı olmasına gerek yok.”

Aile boyu halıcılık

Ercan Açıkel, söylentilere göre Niğde’den kalkıp Ankara üzerinden, sırtında bir halı ile Bodrum’a gelen bir babanın, yedi çocuğundan en büyüğü. 70’lerin başında, Bodrum’da tek halıcı varmış; Şakir Açıkel ise ikincisi olmuş. Neredeyse 50 yıl sonra Ercan, Mustafa ve İbrahim Açıkel kardeşlerin her biri Bodrum merkezde kendi dükkânlarını açmış durumda. Titizlikle düzenlenledikleri mekânlarında, müşterilerinin ve düzenli misafirlerinin yanı sıra Türkiye’nin pek çok yöresine özgü halı ve kilimlerden edinmek için dönüp dönüp gelen uluslararası yıldızlar, oyuncular ve müzisyenlere de hizmet veriyorlar. En gençleri olan İbrahim Bey, en güzel Milas halısı seçkisinin, McDonald’s karşısındaki kendi dükkânında bulunduğunu söylüyor. Dükkânın içi, elinizde bir bardak tavşan kanı çayla, ziyaretçilerine sembolleri, motifleri ve renkleri anlatan İbrahim Beye kulak verebileceğiniz sakin bir atmosfere sahip. Üst üste serilmiş halıların capcanlı renkleri, içeri girenlere Anadolu tarihinden bir parçayı alıp evlerine götürmekten başka çare bırakmayacak kadar cazip. 

The shop of Sayın Burku