Karaova Vadisinde Üzüm Bağı Hayalleri
Bodrum yarımadasında hızla büyüyen kaliteli şarap ve yemek trendinin öncüleriyle ile tanışın.

Yazı Chris Drum Berkaya

Güvercinlik sahilinden uzaklaştığınızda, kendinizi üzüm bağları ve çiftliklerin uzandığı bir vadide bulacaksınız; Bodrum iklimini yalnızca güneşin parıldadığı anlarda değil, yağmurun getirdikleriyle de seven, çalışkan insanların bulunduğu bambaşka bir cennette.  

Yarımadanın doğusunda yer alan Kızılağaç köyünün yemyeşil incir ve zeytin bahçelerinden geçerek, Çamlık ve Pınarlıbelen’in çam ormanı kaplı tepelerinden kuzeydoğuya ilerleyin. Mumcular köyünü arkanızda bırakıp Çömlekçi ve Dörttepe köylerine doğru yola devam edin. Etrafta herhangi bir ipucu görmeseniz de, Bodrum’un zengin kültüründen doğan şarap üretimi ve kaliteli yemek trendiyle günden güne ün kazanmaya başlayan bölgesine vardınız bile.

Garova

Bir emeklilik planı

Vinbodrum markasını üreten Bodrum Şarapçılık’ın mütevazı evi, yemyeşil ve huzurlu Kızılağaç’ın Karaova vadisine bakan yamacında bulunuyor. Füsun – Erhan Yürüt çifti ve kızları Duygu’nun içten tavırlarıyla karşılandığınız bağa adımınızı atar atmaz temiz bahçelerin ve özenle bakılan üzüm bağının, yaptığı işi seven, tutkulu insanların elinden çıktığını hemen anlıyorsunuz.

Terasta yer alan geniş masaya buyur edilmeden önce, üretim sürecinin merkezi durumundaki bodrum katında hızlı bir tura çıkıyoruz. Parlak çelik fıçıların yanı sıra, dinlenen şarabın olgunlaşma durumunu ölçen termometreler ve diğer aygıtlar uzanıyor. Fıçıların üzerinde, dolum tarihi ve üzümlerin kaynağı ve türünü belirten özenli etiketler göze çarpıyor. Bağ, az miktarda karışım şarap üretse de, Macar meşesinden yapılma özel fıçıların çoğunda, tek çeşit üzümden üretilen ve etrafa harika aromalar yayan şaraplar dinlenmekte.

Yürüt ailesinin şarapçılık macerası, 2003 yılında Ankara’da, amatör şarap ve bağcılık meraklılarının gurme kulübüne katılmalarıyla başlamış. Ev yapımı şarap üretimini öğrenen Yürüt çifti, kısa süre sonra kendi bağını kurmayı arzu etmiş.

Ailenin, yer olarak Kızılağaç’ı seçmesinin tek nedeni, vadi ve tepelerin kendine özgü mikroiklimi değilmiş; aynı zamanda Erhan Yürüt’ün de belirttiği gibi, “sinerji” de bu seçimde büyük rol oynamış. Füsun Yürüt, “Akdeniz ve Ege ikliminin bir arada görüldüğü Bodrum yarımadasının özel konumu bizi cezbetti,” diye ekliyor. “Elbette, Bodrum’un sunduğu sosyal ve kültürel olanakları da dikkate aldık.”

Erhan & Füsun Yürüt

Füsun hanım, Ankara’daki idari görevinden 2010 yılında emekli olunca Yürüt ailesi hayallerini gerçekleştirmek üzere harekete geçmiş. Zorlu bürokratik sürecin ardından, on ton kapasiteli, butik şarap üretimi işletmelerini açmışlar. Yakın zamanda bağa kattıkları arazide yetiştirdikleri Öküzgözü, Boğazkere ve Grenache türü üzümlerin yanı sıra, son beş yıldır, tedarikçi bağlarla da kendi markalarının üretimini destekleyen sağlam bir ağ oluşturmuşlar.

Read also:  Ege’de Yeşilcam rüzgârı: filmlerde Bodrum

Chardonnay şarabının çoğunu, bir arkadaşlarının Çömlekçi köyü civarında bulunan Mor Salkım adındaki büyük bağında yetişen üzümlerden yapıyorlar. Ayrıca, Kısırlar’daki on beş yıllık bir üzüm bağından da üzüm tedarik ediyorlar. Ağırlığı kırmızı ve rosé şaraba verdiklerinden, Denizli yöresinden de meşhur Anadolu üzümü Öküzgözü getirtiyorlar.

Biyokimya eğitimi almış bir şarap uzmanı olan Duygu, “Şu an için önceliğimiz, miktardan ziyade Bodrum’u temsil etmeye yaraşan, kaliteli ürünler üretmek,” diyor.

Bodrum’a duydukları derin bağ, yerel bir estetik taşıyan, benzersiz şişe etiketlerini tasarlaması için her yıl farklı bir sanatçıyla işbirliği yapmalarından da anlaşılıyor.

Şansımıza, Yürüt ailesinin bu kalite arayışını yerinde test etme imkânımız da var. Vinbodrum, on beş kişilik bir grubu -yaz aylarında terasta, kışın ise odun sobasının yanında- ağırlayacak kapasitede bir kafeye sahip. Burada, hafif yemekler ile tadım tabaklarının yanı sıra brunch, öğle veya akşam yemeği servis ediliyor.

Duygu, Bodrum’un Karaova vadisinde oluşturdukları bu aile bağında, benzer nitelikteki Trakya Bağları ve Urla Üzüm Bağları’nın başarısından ilham aldığını belirtiyor.

Bodrum merkezden kalkan minibüsleri kullanarak kolayca erişebileceğiniz Vinbodrum, gün geçtikçe çekici hâle gelen Karaova rotasında ideal bir durak.

Vinbodrum

Bir Hayalin Peşinde

Mehmet Vuran, Pınarlıbelen köyünün ardında uzanan, ailesine ait Garova üzüm bağında büyümüş. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde ziraat mühendisliği okumak için evden ayrılan Vuran, trafik kazası geçirip tekerlekli sandalyeye mahkûm olana kadar Bodrum Tarım Dairesi’nde çalışmış.

Aile bağına geri dönmek, bağcılığa duyduğu ilgiyi canlandırmış  ve bu ilgi, kısa sürede hobi olmaktan çıkarak hayatının tutkusu hâline gelmiş. 2005 civarında, yaşı 14 ile 30 arasında değişen bir dizi asma stoğundan yararlanarak üzüm elde etmeye başlamış. O zamandan beri Zinfadel, Şiraz ve Petit Verdot türlerini ekleyerek bağı zenginleştirmeyi sürdürüyor. Vuran’ın, ürünlerinin satışa çıkmasını sabırsızlıkla bekleyenlerle etkileşim içinde olduğu bir Instagram hesabı ve blogu da bulunuyor.

Read also:  Dramalı, Ortakent

Son günlerde, aile arazisine yeni inşa edilen taş evlerde bir kafe ve kültürel buluşma noktası açmaya hazırlanan Vuran, müzik etkinlikleri, sanat sergileri düzenlemeyi; bağı ziyaret eden küçük gruplar ile tadım, nişan ve düğün gibi etkinlikler için catering hizmeti vermeyi planlıyor. Ayrıca, ziyaretçilerin kendi elleriyle topladıkları sofralık üzümlerle yerel ürünlerin tadını çıkarabilecekleri, zeytin ağaçları altındaki bir piknik ve barbekü alanını da faaliyete geçirmek niyetinde.

Mehmet Vuran

Vuran, son üç yıldır Eylül ayında gerçekleşen ve yerel ürünlerin görücüye çıktığı üç günlük Karaova Bağbozumu Festivali’nin destekçilerinden biri. Bu amaçla, bağın kafesinde yerel peynir ve ürünlere de yer vermeyi tasarlıyor.

Kafenin geniş terasında huzur içinde oturup, insan yıkımından nasibini almamış, görkemli selvi, meşe ve çam ağaçlarıyla kaplı tepeler ve özenle budanmış bağlardan ibaret manzaraya dalıp gittiğinizde, Vuran’ın hayalindeki kırsal kaçamağa siz de ortak olacaksınız.  

Kırsal güzellikler

Çömlekçi köyü yakınındaki Selia Çiftliği’nde yer alan Karnas Bağları’na ulaştığımızda, Selva İşmen’i yeni sezon üretiminin şişeleme işlemleriyle meşgul hâlde buluyoruz.

Şişeledikleri Zinfandel şarabı kargosunu İstanbul’a götürecek minibüsü işaret eden İşmen, “Nihayet, on beş yıl süren sıkı çalışmanın ardından, ürünlerimize gösterilen talebi karşılar hâle geldik” diyerek, sevincini bizimle paylaşıyor.

Peynir uzmanı eşi Haluk beyle birlikte, üzüm, zeytin ve hayvan yetiştirmek üzere bir çiftlik kurmaya karar verip bu araziyi satın almalarının üzerinden on beş yıl geçmiş.

2015 mahsulü Şirazlarının, Sommeliers’ Selection Türkiye 2017’de ödül ve Londra Uluslararası Şarap Yarışması’nda bronz madalya kazanmasının ardından, İşmenler artan talebi karşılamak için çalışmalarına hız vermiş durumda.

Karnas

Karnas’ın 2015 Şiraz ve 2017 Zinfandel şaraplarını artık İstanbul ve Bodrum’un seçkin otellerinde de bulmak mümkün. Fakat artan üretime rağmen, Selva hanım için öncelik hâlâ şarap kalitesinin korunmasında.

Read also:  Antik zamanlar Milas’ta gün yüzüne çıkıyor

Kahve eşliğinde manzaraya karşı oturup sohbet ederken, gastronomi merkezine dönüşmüş bir Karaova vadisi hayali kurduğundan bahsediyor. Bunun için bölgedeki gurmeler ile uzmanların, tekniklerini geliştirmeye ve tarım turizmi girişimcileriyle işbirliği kurmaya teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.

Bu kapsamda, bölgeye gelen ziyaretçiler için bir rota oluşturmak adına Garova ve Vinbodrum gibi diğer şarap merkezleriyle de bağlantılı çalışmaya hazır olduklarını ekliyor.

Selia Çiftliği, bizzat ürettiği keçi peyniri, zeytin, reçel, bal, ekmek, yumurta gibi ürünleriyle, özel bir kır kahvaltısı arayışındaki lezzet tutkunlarının uzun süredir tercih ettiği bir nokta. Selva hanımın, yakınlarda yaşayan yemek uzmanı arkadaşı Aslıhan Mutlu ile bir araya gelmesinin ardından, çiftlik mahzeninin avlusunda, şarap eşliğinde tadım menülerinin servis edildiği gurme akşamları da düzenlenmeye başlamış.

Çiftliğin, hayranlık uyandıran 16,5 hektarlık arazisinde üzüm bağlarının yanı sıra, -bin yaşındaki bir zeytin ağacıyla birlikte- çoğunluğunu genç ağaçların oluşturduğu 2.500 adet zeytin ağacı ile çok sayıda nar ve dut ağacı bulunuyor.

Selva hanım, yetiştirdikleri Cabernet, Zinfandel ve Şiraz/Syrah üzümlerine ek olarak, Türkiye’de ilk defa (beyaz şarap üzümü) Vermentino asması ekimini gerçekleştirdiğini gururla belirtiyor. Aynı zamanda, (iri taneli, kırmızı bir sofralık tür olan) Michelle Morlieri üzümüne Bodrum bölgesinde yer veren ilk bağ olduklarını da ekliyor. Kısacası, ağzının tadını bilenlerin Selia Çiftliği’nden ayrılması zor görünüyor.

Karnas

Bodrum gurme rotası